Bal Nedir?
BAL – ASEL: Arılar tarafından çiçeklerden ve meyve tomurcuklarından alınarak yutulan nektarın arıların bal midesi denilen organlarında invertaz enzimi sayesinde kimyasal değişime uğramasıyla oluşan ve kovandaki petek gözlerine yerleştirilen çok faydalı bir besin ve şifa kaynağıdır.
Bal aynı zamanda, sadece tatlı lezzette ve besleyici özellikte değerli bir besin olarak değil, geleneksel tababette yüzyıllar boyu sağlığın korunmasında ve bazı hastalıkların tedavisinde yararlanılan bir ilaç olarak da bilinmektedir.
İşte Cenabı Hak, Nahl suresinde (Arı demektir) mucizevî şifa kaynağı olan Bal’ı. Peygamberimizin şahsında bütün insanoğluna bir mesaj olarak bildirmiştir.
Bismillahirrahmânirrahîm.
Ve evhâ rabbüke ilennahli enittehızî mine'l cibali büyûten ve mineşşeceri ve mimma ya' rişûn.
Sümme külî min küllissemerâti faslükî sübüle rabbiki zülülen yahrücü min bütûniha şerâbün muhtelifün elvanühü fîhi şifâün linnasi inne fî zâlike le âyeten likavmin yetefek kerûn.
"Senin Rabbin bal arısına şöyle vahyetti: «Dağlardan, ağaçlardan ve insanların kuracakları kovanlardan, çardaklar dan evler edin. Sonra meyvelerin hepsinden ye de Rabbinin kolayca olan yollarına git. İçlerinden renkleri muhtelif olan bir şerbet çıkar, onda insanlar için bir şifa vardır. Şüphesiz ki, bunda tefekkür eden bir kavim için elbette bir ibret vardır."
Evet, balarısı, fıtratça ve vazifece öyle bir mu’cize‑i kudrettir ki: Koca Sûre‑i Nahl, onun ismiyle tesmiye edilmiş. Çünkü o küçücük “bal Makinesi”nin zerrecik başında, onun ehemmiyetli vazifesinin mükemmel programını yazmak ve küçücük karnında taamların en tatlısını koymak ve pişirmek ve süngücüğünde zihayat a’zâları tahrib etmek ve öldürmek hasiyetinde bulunan zehiri o uzuvcuğuna ve cismine zarar vermeden yerleştirmek, nihayet dikkat ve ilim ile ve gayet hikmet ve irade ile ve tam bir intizam ve muvazene ile olduğundan, şuursuz, intizamsız, mizansız olan tabiat ve tesadüf gibi şeyler elbette müdahale edemezler ve karışamazlar.(Şualar,7.Şua’,142-143)
Evet, bir arının küçük kafasında, kâinat bahçesindeki çiçekleri tanıyacak ve ekser envâıyla münasebettar olacak ve bal gibi bir hediye-i rahmeti getirecek ve dünyaya geldiği günde şerâit-i hayatı bilecek derecede bir istidadı, bir kabiliyeti, bir cihazı derc eden Zât, elbette bütün kâinatın Hâlıkı olabilir. (*) RNK 30.lema 5. nükte
BAL’IN İNSAN SAĞLIĞI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
1- Kolayca sindirilir: İçindeki şekerlerin bir başka cins şekere (fruktozun glikoza) dönüşebilme özelliği sayesinde bal, yüksek miktarda asit içermesine rağmen, en hassas mideler tarafından bile kolaylıkla sindirilir. Aynı zamanda bağırsakların ve böbreklerin daha iyi çalışmasına yardımcı olur.
2- Süratle kana karışır: Hızlı bir enerji kaynağıdır. Ilık suyla karıştırıldığında yedi dakika içinde kana karışır. İçerdiği serbest şekerlerden dolayı beynin çalışması kolaylaşır. Bal; fruktoz ve glikoz gibi basit şekerlerin doğal bir karışımıdır. Yapılan son araştırmalara göre şekerlerin bu kendine has karışımı, yorgunluğun giderilmesinde en etkili yöntemidir ve vücudun performansını artırmaktadır.
3- Kan yapımına destek olur: Kan yapımı için vücudun gereksinim duyduğu enerjinin önemli bir bölümünü karşılar. Ayrıca kanın temizlenmesine de yardımcı olur. Kan dolaşımını düzenleyici ve kolaylaştırıcı yönde etkisi vardır. Damar sertliğine karşı önemli bir koruyucudur.
4- Anti-mikrobiktir: Antimikrobik etmenler, belirli bakterilerin mayanın ve küfün büyümesine engel olur. Balın, bakterin barınmasına olanak tanımayan özelliği "inhibine etki" olarak adlandırılır. Balın antimikrobik olmasını sağlayan pek çok sebep vardır. Bunların arasında, mikroorganizmaların büyümek için ihtiyaç duydukları su miktarını sınırlayan yüksek şeker içeriği, yüksek asit oranı ve bakterileri büyümeleri için ihtiyaç duydukları nitrojenden mahrum bırakan içeriği sayılabilir. Balda hidrojen peroksit bulunması ve balın içerdiği antioksidanlardan bakterinin çoğalmasına engel olur.
5- Anti-oksidandır: Sağlıklı yaşamak isteyen herkesin özellikle antioksidan tüketmesi gerekir. Antioksidanlar, hücrelerde normal metabolizmanın zararlı yan ürünlerini temizleyen bileşenleridir. Bunlar gıdaların bozulmasına yol açan ve birçok kronik hastalığa sebep olan yıkıcı kimyasal tepkimeleri yavaşlatabilen elementlerdir. Uzmanlar antioksidan bakımından zengin besinlerin kalp hastalıkları ve kanser gibi hastalıkları önleyebileceğine inanmaktadırlar. Balın içeriğinde de güçlü antioksidanlar mevcuttur. Bunlar, pinocembrin, pinobaxın, chrisin ve galagindir. Bunlardan pinocembrin, yalnızca balda bulunan bir antioksidandır.
6- Vitamin ve mineral deposudur: Bal; fruktoz ve glikoz gibi şekerlerin yanı sıra magnezyum, potasyum, kalsiyum, sodyum klorür, kükürt demir ve fosfor gibi mineralleri de içerir. Nektar ve polen kaynaklarının niteliklerine göre değişmekle birlikte, balda B1, B2, B3, B5, B, ve C vitaminleri bulunmaktadır. Ayrıca bakır, iyot, demir ve çinko da az miktarda bulunur.
7- Yaraların tedavisinde kullanılır: Yaraların tedavisinde kullanıldığında, balın havadan nem çekebilme özelliği iyileşmeyi hızlandırarak, yara izi kalmasını önler. Çünkü bal, yaranın üzerini kaplayan yeni deriyi oluşturan epitel hücrelerin büyümesini hızlandırır. Böylece büyük yaralar da bile bal kullanıldığında doku nakli yapılması ihtiyacı ortadan kalkar.
⚫ Bal; iyileşme sürecine dâhil olan dokuları yeniden büyümeleri için uyarır. Yeni kılcal damarların oluşumunu hızlandırarak, derinin daha derindeki bağ dokusunun yerini alan fibroblastların büyümesini teşvik eder ve iyileşmenin gücünü artıran kolajen liflerinin üretimini hızlandırır.
⚫ Balın, yaranın etrafındaki şişkinliği azaltan bir etkisi vardır. Bu, kan dolaşımını artırır. Böylece iyileşme süreci hızlanmış olur ve hissedilen acı azalır.
• Bal; yaranın altındaki dokulara yapışmaz. Bu nedenle pansuman sırasında yeni oluşan dokuların yırtılması ve acı söz konusu olmaz. Ayrıca balın daha evvel belirttiğimiz antimikrobik etkisinden ötürü enfeksiyon oluşmasını önleyen koruyucu bir engel oluşturur. Mevcut enfeksiyonu da yaralardan hızla temizler. Bakterilerin antibiyotik dirençli özelliklerine karşı bile etkilidir. Antiseptiklerin ve antibiyotiklerin tersine, yaradaki dokuların üzerinde olumsuz etkiler oluşmaz.
8- Baldaki şifa: Bal; gerek içinde barındırdığı vitaminler ve minerallerle, gerekse yapısal özellikleri sebebiyle insanlar için tam bir şifa niteliğindedir ve Kur’an’da da Nahl sûresi 68-69 ayetlerde bu konuya dikkat çekmiştir.
Balın en önemli özelliklerinden biri içinde bakteri barınamamasıdır. Dr. Bodag F. Beck "Bal ve Sağlık" adlı kitabında buna şöyle değinir:
"Bütün canlıların yaşamlarını devam ettirebilmek için bir miktar neme ihtiyaç vardır. Bakteriler balla temas ettiklerinde nemden yoksun kalır ve yok olurlar. Ayrıca balın asidik tepkisi de bakterilerin yaşamaları için uygunsuz bir ortam oluşturur. İnsan vücudunu etkileyen birçok mikroorganizma balda yok olur."
Bal içinde bakteri barındırmamakla kalmaz, aynı zamanda bir bakteri yok edici olarak da kullanılır. Örneğin; antibiyotiklere karşı dirençli olduğu bilinen MRSA bakterisinin bala karşı koyamadığı tespit edilmiştir.
Dr. W. Sackett, bal sayesinde tifo mikroplarını 48 saat içinde yok etmiştir. Dizanteri mikropları 10 saat içinde ölmüştür.
Bu bilgilerden de anlaşılacağı gibi bal, şifa yönü son derece güçlü bir besindir. Henüz günümüzde kesin olarak tespit edilmiş, bu özelliğine Kur’an-ı Kerim'de 1400 küsur yıl önceden dikkat çekilmiştir. Kuşkusuz bu da sonsuz kudret sahibi Allahu Teâlâ'nın indirmiş olduğu Kur’an mucizelerinden biridir.
Balın içinde minerallerin, şekerlerin ve birçok vitaminin yanı sıra az miktarda birtakım hormonları çinko, bakır ve iyot da vardır.